Psikoloğumuz Diyor Ki - Ekran ve Çocuk
- 30 Nis 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 May 2024

Ekranların, evimizin başköşesine en görkemli haliyle yerleştiği, minik bir bilgisayar formunda telefon olarak cebimize girdiği, tablet tablet kolayca tüketildiği bir dönemde yaşıyoruz. Öyle görünüyor ki bu dönem ekransız zamanlara dönüşmeyecek; tam tersi artarak, çeşitlenip yenilenerek gelişecek.
Peki ya dijital çağda doğan/büyüyen çocuklarımız ekranlardan nasıl etkileniyor ve onların ekranla münasebetleri nasıl olmalı?
Her ne kadar ekranlar, hayatımızın önemli birer parçası da olsa 3 yaşına kadar çocukların ekrana hiç maruz kalmamaları gerekli.
Bebeklerin, gelişimlerini desteklemek ya da oyalanmalarını ve eğlenmelerini sağlamak için eğitici videolara-çizgi filmlere, TV, tablet, telefon içeriklerine ihtiyaçları yoktur. Aksine 3 yaşına kadar olan bebeklerin ekran karşısında geçirdikleri dakikaların, onlara gecikmiş konuşma, iletişim bozuklukları, dikkat dağınıklığı, görme problemleri gibi sıkıntılarla dönmesi ihtimali yüksektir.
Anne, baba ya da bakım verenlerin bebeğin ihtiyaçlarını vaktinde, sevgiyle ve şefkatle karşılaşmaları onun gelişimi için en temel bileşendir. Çoğunlukla, ağladığında şefkatle kucağa alınması, bebek çok küçük ve konuşmuyor dahi olsa onunla tatlı dille konuşulması, oyunlarına eşlik edilmesi, yeni yerler görmesi, yeni insanlarla karşılaşması, hayvanlarla ilişkisi bir bebeğin her yönden sağlıklı gelişmesi ve öğrenmesi için gerekli ve yeterlidir.
3 yaş sonrasına baktığımızda ise yine ekranın sınırlı sürelerde ve kontrollü olması gerektiğini görüyoruz. Okul öncesi dönemde çocuklar, eğlenmek, oyalanmak ya da öğrenmek için yaşlarına uygun seçilmiş özel içerikleri belirli zaman aralıklarında izlemeliler. Ekran karşısında geçirdikleri zaman, günde toplam 1 saati geçmemelidir. Sürenin artmasının faydadan çok zarar getirdiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Saatlerini TV, tablet ya da telefon ile çizgi film, video, oyun vb. içeriklerle geçiren çocuklarda bir süre sonra çevresiyle iletişimde problemler çıkmaya başlar.
Ekrandan çocuğa tek yönlü gelen bilgi-görsel bombardımanı ile çocuk içe dönmeye, dış dünyasındakilere ilgi göstermemeye başlar. Bu çevreye ilgisizlik/duyarsızlık çocuğun yeni şeyler öğrenmesine en büyük engeli oluşturur. Kendini sözel olarak ifade etmede zorluk yaşar.
Ekrandan çocuğa tek yönlü gelen bilgi-görsel bombardımanı ile çocuk içe dönmeye, dış dünyasındakilere ilgi göstermemeye başlar. Bu çevreye ilgisizlik/duyarsızlık çocuğun yeni şeyler öğrenmesine en büyük engeli oluşturur. Kendini sözel olarak ifade etmede zorluk yaşar. Dikkatini odaklamada ve duygu kontrolünde zorlanır. Öfke patlamaları yaşayabilir. Ayrıca pasif bir şekilde izleyici olarak kalacağı için yaşının gerektirdiği fiziksel hareketliliği gerçekleştiremeyecek ve enerjisini kontrollü bir şekilde harcayamayacaktır. Uyku düzeninde aksamalar ve uykuya geçişte zorlanmalar yaşayabilir.
Yukarıda saydığımız bu etkiler genellikle ekran karşısında fazla geçirilen süre ile ilgilidir. Ekran karşısında geçirdikleri süre kısa da olsa izlediği içerik çocuğun yaşına ve yapısına uygun değilse de yine pek çok hasara sebep olabilir. İnternet ortamında ya da televizyonda çocuklara yönelik hazırlanmış görünen pek çok içerikte bile çocukların zihinsel, duygusal, sosyal, cinsel gelişimlerine zarar verebilecek görüntüler ya da mesajlar vardır. Özellikle soyut düşünme becerileri henüz gelişmemiş olan okul öncesi dönemdeki çocuklar, izlediklerinin gerçek olduğu yanılgısına düşerler. Böylece küçücük dünyalarına büyük korkular girer. Gece kâbusları uykularını böler. Agresif ruh hali ile şiddet davranışları sergilerler. Hayal ürünü ile gerçeği ayırt edemediklerinde riskli davranışlar sergileyebilirler.
Ekranların çocukların beslenme alışkanlıklarına da etki ettiğini çoğumuz gözlemlemiş ya da deneyimlemişizdir. Çocukların normalde yemedikleri yiyecekleri ya da öğünleri TV karşısında yediklerini görürüz. Çünkü bilinç, irade, farkındalık devreden çıkmıştır. Bu bilinçsiz beslenme biçimi ilerleyen yıllarda çocuğa obezite olarak geri dönebilir.




Yorumlar