top of page

Psikoloğumuz Diyor Ki - Mahremiyet Eğitimi -1

  • 9 May 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Kas 2024

ree

Çocuğa Saygı 

Mahremiyet eğitimi denince akla ilk olarak çocuğun özel bölgelerini örtmesinin ya da korumasının ona nasıl öğretileceği gelir.

Ancak mahremiyet eğitimi, çocuğun özel bölgelerini kimlerin görebileceğini ve kimlerin ona dokunabileceğini öğrenmesinden ibaret olmamalıdır.

Mahremiyet, sınırlarla ilgilidir. Kişisel olarak sınırlarımızın ihlal edilmesi, mahremiyet alanımızın işgal edilmesi demektir. Sınırlarımızı din, inanç, kültür benzeri, pek çok insan için ortak olan sistemler üzerinden belirlediğimiz gibi; kendi duygu ve düşüncelerimize ya da yaşayış biçimimize dair unsurlarla da mahremiyet alanlarımızı oluştururuz. Kişiye göre değişen bu sınırlardan, kimimiz için telefonumuzun izinsiz kurcalanması mahremiyet ihlalidir; kimimiz için kapının çalınmadan içeri girilmesi, kimimiz için ise habersiz fotoğrafımızın çekilmesidir.

Çocuklarımıza mahremiyet eğitimi verirken fark etmemiz gereken en önemli nokta, onların birer birey olduklarını kabul etmektir. Kendilerine ait ilgi alanları, istek ve ihtiyaçları, becerileri, tercihleri olacaktır. Onları oldukları gibi kabul edip, sınırlarını tanıyıp, sınırlarına değer vererek saygı göstermemiz mahremiyet eğitiminin temelidir.

Meselâ, bebek emmek istemez. Ama anne, bebeğinin o anki ihtiyacına duyarlı olamayıp ağzına memeyi dayar. Ya da çocuk, ‘doydum’ der. Anne ‘bununla doyulur mu? Bunu da yiyeceksin’ diyerek kaşığı ağzına zorla sokar.

Çocuk, bu tutumlarla bedeninin, zihninin ya da hislerinin sinyallerini doğru yorumlayamaz. Kendisi üzerinde kontrolü olmadığını, bu kontrolü, otorite olan bir dış odağa bırakması gerektiğini öğrenir.

Yapılan araştırmalarda, büyüklerin sözlerinden çıkmamak, itaatkar olmak, yetişkinler tarafından kolayca yönlendirilebilmek cinsel istismar mağduru çocukların özellikleri arasında bulunmuştur.

Çocukları istismara açık halde yetiştirmek, örtülü bir istismardır aslında.

Çocuğa yaşamında eşlik eden yetişkinlerin, çocuğu hayatlarının merkezinde tutmamaları; çocuğa ihtiyacı olan ilgi, sevgi ve şefkatin gösterilmemesi; çocuğun model aldığı yetişkinlerden en az birinin istismar ediliyor olması gibi durumlar çocuğun da istismara açık hale bürünmesine neden olur.

Evde hiçbir konuda söz hakkı olmayan, fikri sorulmayan, kendisi ile ilgili süreçlerde karar mercii her zaman yetişkinler olan bir çocuk, hakkını savunma becerisini geliştiremez. Doğru-yanlış, iyi-kötü ayrımı yapmayı öğrenemez.

Başına gelen her durumu evde – aile içinde olduğu şekilde, sorgulamadan, doğrudan kabullenir. Dengeli ve sağlıklı bir benlik algısı geliştiremediği için ne istediğine ya da istemediğine karar veremez. Bu saydıklarımızın tamamı zaten istismar iken çocuk bu muamelelerle fiziksel, duygusal, cinsel… her türlü istismara açık hale gelir.

Evet, çocuklar yetişkin rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Büyüme yolculuklarını bir yetişkin eşliğinde daha güvenli şekilde gerçekleştirirler.

Ancak yaradılış itibariyle getirdikleri bir donanımları da vardır. Potansiyellerini geliştirebilmeleri ve teçhizatlarını doğru kullanabilmeleri için onlara açılmış alanlara da ihtiyaçları vardır. Fikirlerinin sorulması, karar vermek, tercih etmek, hayır demek en temel yaşam ve gelişim haklarıdır!

Çocuklara ve haklarına saygı duyduğumuz ölçüde mahremiyet alanlarını gözetmiş oluruz. Mahremiyet sınırı, çevresindeki yetişkinler tarafından korunmuş olan ayrıca birbirinin sınırlarına saygı duyan yetişkinlerle yaşayan çocuklar mahremiyet eğitimlerinin temellerini almışlar demektir.

Psikolog Hacer Nur Aksu

 
 
 

Yorumlar


anaokulu logo

© 2024 Tüm Hakları Saklıdır.

ADRESİMİZ
Küçük Balıklı Mah.
1. Pırıltı Sk. No: 7/C
Osmangazi / BURSA

  • Instagram
  • Facebook
  • YouTube
bottom of page