Psikoloğumuz Diyor Ki - Çocuklarda Ekran Kontrolü
- 9 May 2024
- 2 dakikada okunur

Her ebeveyn, çocuğunun ekran karşısında ne kadar vakit geçirdiğini ve çocuğun izlediği içeriklerin onun gelişimine ve psikolojisine uygun olup olmadığını takip etmelidir. Öyleyse çocuğun ekranla münasebetinde süre ve içerik olmak üzere iki boyut var.
Süre sınırlaması yapılmadığı durumlarda çocuklar bağımlılık geliştirmeye başlıyorlar. Ekransız geçirdikleri zamanları değerlendirme becerileri zayıflıyor. Gerçek hayatta yaptıkları gündelik işler ya da oyunlardan keyif almamaya başlıyorlar. Okula giden çocuklar için ödev yapmak, dikkat gerektiren işlerde dikkati yoğunlaştırmak, kitap okumak gittikçe zorlanarak yapılır hale geliyor.
Süreyi kontrol ederken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun, her davranışını yakından takip ettiği, gözlemlediği, kendine örnek aldığı anne-babasının ekranla (tablet, telefon, PC, TV) ne kadar vakit geçirdiğidir. Anne-baba, çocuğu ekrandan uzaklaştırmaya çalışırken kendileri telefonu ellerinden ve gözlerinden düşürmüyorlarsa durumu yönetmeleri çok zorlaşır. Bu sebeple öncelikle çocuğun yakın çevresindeki yetişkinlerin ekran kontrolünde çocuğa model olması gerekir.
Ailecek bir araya gelinerek telefonların, tabletlerin yaklaştırılmadığı, televizyonun açılmadığı sofralarda tatlı sohbetler etmek anne-baba ve çocukların güçlü bir etkileşim alanıdır. Böylece akşam sofrası sadece beslenme alanı olmaktan çıkar; birbirlerinin yaşadıklarına, anlattıklarına, duygularına odaklanabilmelerini ve birbirlerini fark edip anlayabilmelerini sağlar. Bu sosyal etkileşimin yanı sıra yenilen yemek ile ilgili farkındalık artar; yemeğin kokusu, tadı, dokusu daha iyi hissedilir. Bilinçli bir beslenme alışkanlığı gelişir.
Akşam yemeğinde olduğu gibi günün herhangi bir vaktinde, bütün ailenin bir araya gelip "ekransız saat" adıyla bir zaman dilimi belirleyip okuma saatleri yapması ya da çocukların yaşları kaç olursa olsun oyunlar oynaması ilişkilerini güçlendirebilecekleri çok güzel fırsatlardır.
Günümüzde internet erişimi olan herkes, hayatında canlı canlı şahit olma ihtimali çok nadir olabilecek pek çok görüntüyü ekranlar aracılığıyla görebiliyor. Ne yazık ki bu durum çocuklar için de geçerli. Çocuklar kimi zaman başkalarının çektikleri videolarda kimi zaman da çocuk içeriği adı altında hazırlanan çizgi film, animasyon ya da oyunlarda yaşlarına ve ruh sağlıklarına uygun olmayan görüntüler izliyorlar. Gerçek ile kurguyu ayırt edemeyen küçük çocuklarda, izledikleri korku unsurları içeren görüntüler nedeniyle fobiler gelişiyor. Cinsel ya da ahlaki gelişimlerine aykırı içeriklerle tertemiz zihinleri bulanıyor. Bu yüzden özellikle küçük çocuklar ekranla yalnız kalmamalı. Çocuğun izleyecekleri önceden anne-babanın kontrolünden geçmeli ve ne izlediği mutlaka takip edilmeli.
Çocukla birlikte izlerken karakterlerin yaptıkları ya da söyledikleri hakkında yorumlar yapıp çocuğunuzda eleştirel bakış açısının gelişimine destek olabilirsiniz. “Kedinin yaptığı doğru muydu sence? Bence izinsiz alıp kaçmamalıydı! Kaba bir ifade kullandı değil mi?” gibi ifadeler çocuğunuzun gördüğü her şeyi doğru kabul etmemesini, kendi akıl süzgecinden geçirmesini ona öğretecektir.
Çocukların ekranlara bağımlılık geliştirmesini engelleyici en temel güç aile bağlarındaki niteliktir. Tüm üyeleriyle birlikte keyif alarak vakit geçirilebilen, sevginin, şefkatin ve ilginin hissedildiği aile ortamlarında çocuklar da kendi ilgi, beceri ve potansiyellerini daha çok fark ederler. Bu alanlarda etkinliklere yoğunlaşarak ekrana ihtiyaç duymazlar.
Teknolojiye mahkum değil hâkim olarak kendimiz ve çocuklarımız için en faydalı şekliyle kullanabileceğimiz, zararlarını en aza indirebileceğimiz nice günlere inşaAllah…




Yorumlar